12 Mayıs 2019 Pazar

KÜSMENİN NEDENİ, AMACI ve TÜRLERİ

Farklı yüz ifadeleri, fiziksel temas ve bakış ‘’beden dili’’ olarak adlandırılır ve sosyal ilişkilerde ‘’dolaylı’’ iletişim görevi üstlenir.
Bunun aksine bilinçli olarak fiziki temastan kaçınmak, gözlerini kaçırmak veya konuşmamak da aslında bir tür iletişim şeklidir.
Genellikle ‘’Küsme’’ olarak adlandırılan bu tür dolaylı iletişim şekli çeşitli nedenlerden kaynaklanır ve farklı amaçlara hizmet eder.
Zorunlu hallerde sağlıklı insanlarda da görülen bu iletişim şekli daha çok nevrotik bireylere bir tür sığınak işlevi görür.  

‘’Taşkın Tip’’ nevrotik birey özgüven zayıflığının yerine ‘’kendine aşırı güven’’ duygusu geliştirir.
Aşırı güven duygunun itkisiyle becerilerinin kapasitesini aşan girişimlere yönelerek hırslı, öfkeli ve saldırgan bir kişilik kazanır.
Bundaki amacı ‘’başarılarıyla’’ çevresindekilerin onayını kazanarak övülme ihtiyacını doyuma ulaştırmaktır.   
Ancak, başarı hırsıyla yeteneklerini aşan çabalara girişmesi kaçınılmaz olarak başarısızlıkla sonuçlanır ve sorunlara yol açar.
Yarattığı sorunların çevresi tarafından onaylanmaması ve eleştirilmesi iç çatışmalar yaratarak aşağılık duygusuna neden olur.
İçine sürüklendiği zihinsel karmaşayla kendisini yetersiz, aciz ve çaresiz görerek aşırı duyarlı, alıngan biri olur çıkar.
Alınganlığın yol açtığı hatalı algılamalarla sıkça gururu kırılır ve küserek aşılması çok güç Nevrotik inat duvarının arkasına saklanır.
Özgüven zayıflığı nedeniyle küstükleriyle ilişkisini kesemez, aksine bu süreçte aşırı ilgi bile bekler.
Öte yandan gösterilen her ilgiyi de Nevrotik gurur sisteminin baskısı sonucu inatla reddeder.
Hataların görmezden gelinerek her an her kes tarafından onaylanma ve övülme arzusu bu tür küsmelerin ana temasını oluşturur.
Küsme sürecini anlamsızca uzatan bu derin çelişki bireyin kendisine ve yakın çevresindekilere büyük sıkıntılar yaşatır.

‘’Çekilgin Tip’’ nevrotikler ise, kimseye ‘’belli etmemeye’’ büyük çaba göstererek küserler.
Nevrozun bu türünde, özgüvenin büyük ölçüde örselenmiş olması bireyde Bağımlı Kişilik Bozukluğu yaratır.
Bağımlılığa özgü terk edilme endişesi ve yalnızlık kaygısı küsmenin açıkça belli edilmesinin önünde engel oluşturur.
Birey yaşamda tek başına kalmaktan ölesiye kaygı duyduğu için incindiğinde hiçbir şey yokmuş gibi davranmayı sürdürür.
Ancak bu nevrotik çözüm, süreç içerisinde kişinin iç dünyasında ters teper ve özgüveni yanında özsaygısını da fazlasıyla zayıflatır.
Giderek kendisine, çevresindeki herkese ve yaşama yönelik öfkesiyle pasif agresif biri olur çıkar.
Bunun sonucunda küsme tutumu farklı bir şekle bürünerek kendini ifade eder.
Birey, kendisinden beklenenleri yerine getirmeyi ‘’unutur’’, sorumluluk almaktan ‘’kurnazlıkla’’ kaçınır ve görevlerini ihmal eder.

İncinme, darılma veya gücenme ise Nevrotik çözümlerde görüldüğü üzere bir yetişkinin çocuksu davranışı olarak nitelendirilir.
Oysa sevilen birine gücenmek, incinmek ya da darılmak, küsme duygusundan oldukça büyük farklılıklar gösterir.
Gerçekte bu tür duygular sevgi ve ilgi beklentisinin arzu edilen ölçüde karşılanmadığı düşüncesinin samimi bir ifadesi olarak gelişir.
Çünkü bu tür yaklaşımlar sıcak bir ilişkiyi sonlandırmak ya da sevileni terk etmek amacı taşımaz.
Aksine, sevgi bağını güçlendirerek dostlukların devamını sağlamaya yönelik içtenlikli mesajlar içerir.
Bu yönüyle, yetişkin bir insanın çocuklara özgü kirlenmemiş ruh dünyasının masumiyetine sahip olduğunun ifadesi anlamına da gelir.

Sağlıklı insanların da çok sık olmamakla birlikte küsebildikleri görülür.
Sevebilen ve üretken olan ‘’normal sınırlardaki’’ insanlar, bulundukları her ortamda sevilir ve saygı görürler.
Bu olumlu nitelikleri nedeniyle de bazen kıskançlığın yıkıcı ve yıpratıcı hedefi haline gelebilirler.
Genellikle ciddi kişilik bozukluğundan kaynaklanan kıskançlık duygusu sorun çözmeye yönelik barışçıl yaklaşımlara izin vermez.
Bu durumda sağlıklı insanlar için, küçük düşürücü saldırganlıklar sergileyen kimseyle ilişkiyi sonlandırma dışında bir seçenek kalmayabilir.
Bu amaçla küsme eylemi birilerine zarar vermek veya incitmek amacı taşımaz.
Aksine bireyin kişilik değerlerini, onurunu ve özsaygısını korumaya yönelik incelikli mesajlar içerir.

Saldırgan yaklaşımlara karşılık vermek yerine küserek tepki göstermek bireyin kendisine olan saygısını ifade eder.



1 yorum:

Unknown dedi ki...

Hocam ağzınıza, yüreğinize, sağlık,konuları o kadar. Net ve anlaşılır işlemişsiniz ki, teşekkürler saygılar

ÖZSAYGI

     Saygı, aile bireylerinde ve tüm sosyal ilişkilerde önemi yadsınamaz bir tutumdur. Bu nedenle anne ve babalar eğitim sürecindeki çocukla...