Deneyimler etkilerine göre ve her bireyin duyarlılığı ölçüsünde hoşa giden
veya incitici yönde izler bırakarak ‘’anıları’’ oluşturur.
Yaşam boyu oluşturulan çok sayıdaki anının bilinçte tutulması zihinsel
performansı olumsuz etkileyerek enerjisini düşürür.
İnsanları derinden etkileyen anılar bu nedenle bilinç düzeyinden itilerek, kalıcı
olarak ‘’bilinçdışına’’ kaydedilirler.
Carl Gustav Jung; ‘’Her bireyin ‘’Kişisel Bilinçdışı’’ kayıtları giderek
tüm insanlar tarafından paylaşılan ‘’Toplumsal Bilinçdışını’’ meydana getirir.’’
görüşünü savunur.
Bu görüşten hareketle, insanlarda ortak duygu ve davranış kalıpları oluşturan
etkenin Toplumsal Bilinçdışı olduğu sonucuna varır.
Hemen her toplumda gözlemlenen ortak duygu ve davranış kalıplarının içeriğini
ise ’’Arketip’’ olarak adlandırır.
Mitolojileri oluşturan bu arketipler, taşıdıkları güçlü enerjiler
nedeniyle bireyin ve toplumun bilincini yönlendirme potansiyeline sahiptirler.
‘’Tanrıça’’ kavramı Mitolojilerde en etkili arketip olarak yer alır.
Olağanüstü güçleriyle Tanrının ‘’İlahi Planının’’ yeryüzündeki yardımcıları
olmaları nedeniyle ‘’Yarı Tanrı’’ olarak nitelenirler.
Her tanrıça yaratıcı zekâsı, olağanüstü gücü, üstün yeteneği ve etkileyici
güzelliği ile karşı konulmaz bir çekim gücü yaratır.
Mitolojiler ise tanrıçaları etkileri, kişilik yapıları ve üstlendikleri görevler
açısından adlandırır.
Aslında her tanrıça arketipi, kendisine model oluşturan gerçek bir kadının
kişilik yapısını ve özelliklerini temsil eder.
Çünkü tanrıça kavramı, toplumsal bilinçaltında Kadın Arketiplerinin ortak
bir ifadesidir.
Bu açıdan Mitolojiler gerçekte kadınların birbirinden farklı ve etkileyici
deneyimlerini fantastik Tanrıça öyküleriyle aktarırlar.
Pek çok canlının belli ölçülerde zekâya sahip
olduğu bilinir. Ancak, zekâ yanında gelişmiş bir akıl becerisine sahip tek
canlı insandır.
Bu niteliği nedeniyle insan neslinin
sürekliliği Tanrının ‘’İlahi Planında’’ önemli bir yer tutar.
Kadın, bu ilahi planda güçlü doğası ve
yaratılış özelliği ile anne, kardeş, eş, evlat, sevgili veya arkadaş rolü
üstlenerek görev alır.
Mitolojilerdeki her ‘’düşsel’’ Tanrıça
aslında ‘’gerçek’’ bir kadını niteler.
Çok sayıdaki Mitolojik Tanrıçadan seçilen
bazıları kadınlar hakkında bilinçli bir farkındalık yaratabilir.
HAVVA ARKETİPİ; Mitolojilerde en önemli
yeri alan Havva’nın sözcük kökeni, İbranice HVH’tır. Bu, hem ‘’Yaşam’’ hem de
‘’Kadın’’ anlamına gelir.
Tek Tanrılı inançların Kutsal Kitapları, Âdem’in ‘’İlahi Bilgi Ağacının
Meyvesini’’ Havva’nın elinden yediğini anlatır. Bunun sonucunda Âdem ‘’Bilir’’
yani aydınlanır.
Pek çok inanç sistemi bu Ezoterik bilgiden yola çıkarak, bir erkeğin İlahi
Gerçekliğe ancak kadın aracılığıyla ulaşabileceği görüşünü savunur.
ANA TANRIÇA; Anne Arketipidir. Sonsuzluğu ve huzuru ifade eden ‘’Gök’’ ile üretkenliği
ve verimliliği ifade eden ‘’Yer’’in kadın bedeninde buluşarak bir bütün oluşturduğu
inancına dayanır.
Bu niteliği ile insanın oluşmasında ve dünyaya getirilmesinde önemli bir
rol üstlenir.
‘’İlahi planın’’ yardımcısı görevi nedeniyle de Anne arketipi kadın kutsaldır.
HERA ARKETİPİ; evlilik Tanrıçası olan Hera adı Grekçe ‘’Kadın’’ anlamına
gelir.
Hera tipi kadın, sahip olduğu derin bağlılık duygusuyla eşle dayanışmanın
sembolüdür. Tüm yaşam alanı kutsal saydığı evlilik birliğidir.
Evliliği özgürlüğünü yitirmek olarak değil; renkli iç dünyasını sevdiği
insanla paylaşmak olarak değerlendirir.
SALOME ARKETİPİ; Tanrıça Saolme’nin üzerinde dünya yaşamına ait olumsuz
duyguları ifade eden YEDİ TÜL bulunur.
Bu yedi tül; Kibir, Kendini Beğenmişlik, Hırs, Açgözlülük, Bencillik, Duyarsızlık
ve Şehveti temsil eder.
Salome tipi kadının öncelikli görevi bu yedi tülden kurtulmaktır.
O, bunu başarmakla kalmaz, çekim gücüne kapılan erkeğin de bu olumsuz
duygulardan arınmasını sağlar.
ARTEMİS; Bakire Kadın Arketipidir. Artemis sözcüğü, kendisine bakanlara
‘’Gerçeği Yansıtan Su’’ anlamına gelir.
Saf ve lekesiz doğasıyla çevresindeki insanların kusurlarının ve
yozlaşmışlıklarının aynası olma görevi üstlenir.
Sahip olduğu derin sezgi gücü yaşamın zorlukları karşısında kendini güçlü
ve yeterli görmesini sağlar.
VESTA ARKETİPİ; Adı, insanların kendini güvende hissettiği evi temsil eden
‘’Ocak’’ anlamına gelir.
Evini tapınak gibi gören Vesta tipi kadın için ev ve aile her şeyden önce
gelir.
Aynı zamanda bilge olan Vesta, kendini evinde güvende hisseder ve
çevresindekilere de güven verir.
Büyük Sufi Mevlana’nın Mesnevi’de yer alan kadına yönelik Ezoterik
tespitleri Mitolojilerdeki tanrıça kavramını aşan derinlikler içerir.
‘’Kadın Tanrının Nurudur. Kadın yaratılan değil, sanki Yaratandır!’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder